VİZYONER BİR BAŞKAN:FATİH ÇAPRAZ

VİZYONER BİR BAŞKAN:FATİH ÇAPRAZ
15.04.2024 Makale

Çapraz, Çaprazoğlu firmasını, Karabük ekonomisini ve KTSO çalışmaları hakkında sorularımızı yanıtladı.

1-Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Kimdir Fatih Çapraz?

Öncelikle böyle bir çalışma yaptığınız için size teşekkür ediyorum. 1975 yılı Karabük doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi TED Karabük Koleji’nde tamamladım. Üniversite eğitimimi 1993-1998 yılları arasında önce Seneca College Üniversitesi’nde (Uluslararası İşletme) ve daha sonra Toronto Metropolitan Üniversitesi’nde (Ryerson- İşletme ve Pazarlama Yönetimi) çift dal yaparak tamamladım. 1999 yılında askerlik görevimi tamamladıktan sonra iş hayatına aile şirketimiz olan Çaprazoğlu Demir Çelik Sanayi ve Ticaret A.Ş. de başladım. Evliyim ve bir oğlum var. 2004-2008 yılları arasında Karabük Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO) meclis üyeliği yaptım. 2013 yılında tekrar sektörümüzün önde gelenleri bu görevi uygun gördüler ve KTSO Yönetim Kurulu’nda görev aldım ve metal sektörü başkanlığı yaptım. 08/11/2022 tarihinde yapılan oda organ seçimlerinde teveccüh gösteren oda üyelerimizin desteği ve 15/11/2022 tarihinde yapılan Yönetim Kurulu Başkanlığı seçimlerinde teveccüh gösteren meclis üyelerimizin desteği ile Karabük Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildim.

2-Nasıl başladı firmanızın hikâyesi? İş hayatınızdan bahseder misiniz?

Firmamızın temellerini 1960 yılında Vergili Kollektif şirketi adı altında eniştesi Mehmet Vergili ile birlikte atmışlar. İki ortaklı kurulan şirket zaman içerisinde büyümüş ve anonim şirket statüsünü almıştır. 2000 yılından itibaren şirketimiz Çaprazoğlu Demir Çelik olarak ticari hayatına devam etmektedir. Şirketimiz Karabük sanayi bölgesinde sıcak haddeleme tesisi olup, farklı ebatlarda demir ve çelik mamulleri üretmektedir.

3-Kendinize rol model aldığınız biri var mı?

Rahmetli babam Nazım Çapraz, iş, cemiyet ve siyaset hayatının en güzel insanlarından biriydi, eskilerin dediği tabirle eşraftı. 1941 doğumluydu, 5 Mart 2019 tarihinde bu dünyadan ebedi aleme göç etti. Yetmiş sekiz yıllık ömrünü, ülkemizin gelişmesine ve kalkınmasına adamış bir insandı. Rahmetli babam, birçok okul, camii, üniversite ve bunun gibi sosyal tesislerin kurulmasında hep öncü olmuştur. Uzun yıllar KTSO da ikinci başkanlık görevini yürütmüştür. Özel Sektör Demir Çelik Haddecileri Derneği’ni kurmuş ve uzun yıllar başkanlığını yapmıştır. Bölgemizin ve ülkemizin kalkınması için yeni iş sahaları açabilmek için uğraş vermiştir. İstanbul’a, Karabük’e, İskenderun’a demir ve çelik tesisleri kurmuştur. Yüreği Karabük ve vatan sevdasıyla çarpan, son nefesine kadar Karabük diyen bir insandı. En son Karabük Üniversitesi bünyesinde Teknokent kurulması için hocalarımız kendisine geldiğinde, hemen kurucu ortak oldu ve ardından Haddeciler derneğindeki üyelerini ikna ederek Teknokent kurulması için öncü kişi oldu. Her zaman “bir elin nesi var, iki elin sesi var” atasözüne inanarak, birlikten kuvvet doğar ilkesi ile hareket etti. Çok ortaklı şirket yapılanmasına ve birlik olma ilkesine inandı ve bu tür oluşumlarda yer aldı. Siyaset hayatında da aktif rol almış bir insandı. 1980 yılı öncesinde Adalet Partisi Karabük İlçe Başkanlığı yapmıştı. Rahmetli babam, Karabük’ün her bir köyünü, her bir köşesini bilen, ziyaret etmiş, insanlığa hizmet etmiş bir insandı. Onun oğlu olduğum için Allah’a ne kadar şükretsem azdır. İşte bu sebeple, KTSO başkanlığı için yola çıkarken, 1950’li yıllardan beri bu şehre hizmet etmiş sanayici, cemiyetçi ve siyasetçi bir ailenin ferdi (bir tarafta rahmetli dedem Osman Deveci, bir tarafta rahmetli beybabam Mehmet Vergili, bir tarafta rahmetli babam Nazım Çapraz) olarak bu şehre karşı borcum ve misyonum var demiştim. Bu misyona uygun olarak çalışacağız, tekrar yenilemek istiyorum, “Biz hep beraber Karabük’üz”.

3-KTSO Başkanı olarak Karabük ekonomisini ileriye taşıma noktasında kısa ve orta vadeli projeleriniz nelerdir veya şu ana kadar neler yapıldı?

Bizim öncelikle, yetkililerden ilk istirhamımız 3 Nisan gününün ülkemizde sanayi günü olarak tescil edilmesi ve anılması. Malumunuz, ülkemiz demir ve çelik sanayisi ile ilk defa 3 Nisan 1937 yılında temeli atılan ilk ağır sanayi demir ve çelik fabrikası ile tanışmıştır. İlk Türk demiri Karabük’ümüzde üretilmiştir. Karabük, İskenderun Demir Çeliğin, Ereğli Demir Çeliğin kuruluşuna, ülkeye yapılan baraj ve köprülere damgasını vurmuştur. En önemlisi, sanayi kültürünün gelişmesinde büyük rol oynamıştır. Bu sebeple yetkililerden ilk istirhamımız 3 Nisan gününün tıpkı avukatlar, mühendisler, eczacılar günü gibi sanayi günü olarak anılmasında ve tescillenmesinde bize yardımcı olmalarıdır.

Bir diğer üzerinde önemli durduğumuz ve takip edeceğimiz husus, Filyos Limanı’nın kullanımı hakkında. Ülkemizin dışa açılım ve ihracat kapasitesinin artması Filyos Limanı sayesinde olacaktır. Orta Anadolu ve Batı Karadeniz bölgesinin sanayileşmesin önü bu sayede açılacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın hedefindeki 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşma adına çok büyük katkı sağlayacaktır. Filyos limanı aynı zamanda, Marmara’nın yükünü azaltacaktır. Bu bölgede kurulu olan ve ihracata çalışan ve çalışmak isteyen firmalara kullandırılması ve aynı zamanda konteyner limanı haline getirilmesini istirham ediyoruz. Bu konu ile ilgili hem Kardemir açısından hem de Karabüklü haddeciler açısından bir belirsizlik var. Mevcut haliyle orada TPAO bir gaz işleme tesisi kuruyor ve liman yapılıyor. Bu milli bir mesele olduğu için hepimiz çok gururluyuz ve destek vermekteyiz. Bizim ricamız, bizler de o limanı kullanarak ihracatımızı geliştirebilelim. Üyemiz Kardemir A.Ş, çok fahiş fiyatlara özel sektörün işlettiği bir limanı kullanmakta. Yine üyemiz Karabüklü Özel Sektör Demir Çelik Haddecileri ürünlerini Gebze, Dilovası’nda bulunan limanlardan yapmakta. Bu durum, bizlere ek bir külfet getirmekte. Örnek vermek gerekirse, Karabük’te üretilen demir ve çelik ürünlerini 27 dolar gibi maliyetle (navlun, elleçleme, liman ücreti) Gebze üzerinden konteyner ile ihracat edebilmekteyiz. Eğer Filyos limanı üzerinden konteyner ile ürünlerimizi ihraç edebilirsek, bu maliyet 7 dolara düşüyor. Bu durumda dünya ile rekabet edebilme imkânı ve koyulan ihracat hedeflerine ulaşabilme imkânı doğuyor.

Bir diğer ve önemli bir konu, kurmakta olduğumuz ikinci organize sanayi bölgemizin (Eskipazar Organize Sanayi Bölgesi) gelişmesine her türlü çaba ve gayreti vereceğiz. Yol, alt yapı ve parselasyon işlemlerinin tamamlanmasını sağlayacağız. Trafo merkezinin kurulması ve gerekli enerji ihtiyacının temin edilmesi çalışacağız. İçerisinde lojistik merkezimiz olacak ve merkezin içerisine demiryolu ile ulaşılabilecek. Burada yük indirme ve bindirme amaçlı istasyon kurulacak. İlerleyen zaman içerisinde hedefimiz burada aynı zamanda serbest bölge kurabilmek. Aynı demiryolu ağı ile Filyos limanına da ulaşım olacak. Burada üretilen malzemeleri sadece Avrupa’nın iç kesimlerine demiryolu ile ulaştırmakla kalmayacağız, aynı zamanda ülkemiz ihracatına Avrupa pazarında rekabet avantajı sağlamış olacağız. Eskipazar OSB bize daha yeni ufuklar açacak diye ümit ediyorum. Burada daha uç ve daha yüksek katma değerli ürünler üretilmesi için yeni müteşebbisleri ve yatırımcıları davet edeceğiz.

Diğer önemli bir konu, Mesleki ve Teknik Eğitim konusu. “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” şiarıyla ülkemizin ekonomik kalkınmasında ve geçlerimizin istihdamının sağlanmasında büyük önem arz eden bu konu, Millî Eğitim Bakanlığımızın 2023 Eğitim Vizyon belgesinde tescillenmiştir. İl Milli Eğitim müdürlüğümüz ve KTSO arasında Okul-Sanayi İş birliği protokolü imzalanmıştır. Bu kapsamda, endüstri meslek lisesi müfredatına “HADDECİLİK” bölümünü aldırmayı başardık, buradan mezun olan öğrencilerimize direkt olarak iş imkânı sağladık.

Bunlara ilave olarak, Karabüklü sanayicilerin ve üyelerimizin diğer taleplerinin karşılanması için çalışacağız. İlerleyen süreçte Karabük’te antrepo ve depolama yeri kurulumu için çalışmalar yapabiliriz. TCDD daha etkin kullanımı ile ilgili belediyemiz ve devlet demiryolları ile birlikte odamız iş birliğinde çalışmalar yapabiliriz. Karabük’te bulunan sektörlerle ile ilgili yatırım teşviklerinin takipçisi olacağız. Yine aynı şekilde, makine ve ekipman alımı ile ilgili yeni teşvikler için KOSGEB ile görüşmeler yapacağız. Ulusal ve uluslararası fuar ve organizasyonları takip edeceğiz, katılım sağlamaya çalışacağız, üyelerimize destek sağlayacağız. Yenilenebilir enerji ile ilgili yatırımlar büyük önem arz etmekte. Bununla ilgili teşvikleri talip edip, üyelerimizi bilgilendireceğiz. İş sağlığı ve güvenliği konularında seminerler düzenleyerek, farkındalık yaratarak iş kazalarını inşallah ortadan kaldırmak istiyoruz.

4-Karabük’ün Türkiye ekonomisindeki yeri ve geleceği size göre nedir?

Öncelikle paylaştığım ve hepimizin bildiği üzere aşağıdaki liste gurur kaynağımız olarak ele alınmalıdır. Ülkemizin ağır sanayisini kuran kentimiz büyük badireler atlatarak, kent halkının dayanışması ve direnciyle sanayi varlığımıza sahip çıktığı için bugün Karabük, ISO 500 ve TİM listelerinde bu kıymetli üyelerimizin adını açıklamaya devam ediyor.

Dolayısıyla Karabük’ün ülke ekonomisindeki öncelikli yeri demir-çelik üretimi ve ihracatıdır.

Yine hazır giyim-konfeksiyon alanında Kargisan başta olmak üzere üretimini ihracat kanalıyla pazara ulaştıran üyelerimize de teşekkür borçluyuz. Orman endüstrisi de yine ülkenin en yoğun orman varlığına sahip kenti olarak ele alınması gereken öncelikli alanlardan.

Diğer yandan Karabük’ün cari fiyatlarla sanayi GSYH’si 2016 yılında 1.430 milyon TL iken, 2020 yılında 2.974 milyon TL’ye yükselmiş, 2016-2020 döneminde cari fiyatlarla il sanayi GSYH’si %107,99 artarken, ülke genelinde %123,18 olan cari fiyatlarla sanayi GSYH artışının gerisinde kalmış durumda. Yine aynı dönemde ilimizin cari fiyatlarla imalat GSYH’si ise %108,71 artmış ve ülke genelinde %121,46 olan artışın gerisinde kalmış. Ancak Sanayimizin il GSYH’si içindeki payı dalgalı da olsa ülke ortalamasından yüksektir.

İllerin sanayi GSYH’sine göre yapılan sıralamada Karabük’ümüz 2020’den itibaren 49. Sıradadır, ancak bu sıralamaya 46. Sıradan gerilediğini düşünürsek ekonomimizde aksiyon alınması gereken noktalar olduğu ortaya çıkıyor. Öncelikle 2030 itibariyle başta sanayimizi etkileyecek olan Yeşil Mutabakata bağlı ihracat kısıtları nedeniyle karbon nötr, yeşil enerji ve üretim, yenilenebilir enerji gibi konularda planlı programlı davranmak TSO olarak sorumluluğumuzdadır. Üyelerimizi bu alanlarda eğitimler ve seminerlerle desteklemek, alanında uzman kişi ve kurumlarla işbirliği halinde yeni projeler ortaya koymak gereklidir.

Yine tüm sektörlerimizde faaliyet gösteren üyelerimizin görüşleri alınarak yapılacak olan tespitlerle tasarım, dijitalleşme, inovasyon, ar-ge projeleri gerektiren konularda TSO olarak hangi stratejik çözümleri sunabileceğimize dair planlamalarımızı sürdürüyoruz ki hem demir-çelik, hem tekstil ve ormancılık hem de diğer başlıklarda katma değerli üretimler yapılması, yan sanayiye dair spesifik ürün üretimi, markalaşma gibi konularda ufuk açabilelim.

Bir diğer mühim konu ise kentimizin yeniden sanayi kimliğiyle tanınmasını, misyonunu ülke ve dünya çapında hatırlatmasını sağlayacak ekonomik kimliğimizi biçimlendirme çalışmaları yapmak. Zira marka olmak, kent olarak da markalaşmak ekonomimize artı değer katacak bir unsur. Turizmin çok kıymetli Safranbolu ilçemizle sınırlanmayıp Eskipazar, Yenice ve diğer ilçelerle bütünleştiği çalışmalar yapmak da hem kent itibarı çalışmalarına katkı sunacak hem de hizmet ihracatı kalemi olan turizm sektöründe yeni fırsatlar ortaya koyacaktır. Karabük TSO olarak BAKKA ile bu konuda da süren çalışmalarımız var.

Tüm bunların ışığında Karabük ekonomisinin yerini ülkemiz ve dünya için yeniden biçimlendirecek ve Gayri Safi Milli Hâsıla içindeki sıramızı üst sıralara taşıyacak bir yolculuk planlıyoruz denebilir.

5-Birçok oda ve kuruluş ülkemizin geldiği bu noktada yenilebilir enerji ve geri dönüşüm komite başkanlığı kuruyor? Siz KTSO olarak böyle bir çalışma düşünüyor musunuz? AB Yeşil Mutabakat süreci için Karabük TSO önümüzdeki yıllarda nasıl bir yol izleyecektir?

Göreve geldiğimiz günden bu yana 2023-2026 yıllarını kapsayan bir stratejik plan hazırlama sürecimiz oldu. Bu konuyla ilgili yapacağımız çalışmaları ilk etapta planladık ve süreç içerisinde de değişebilecek yasal mevzuatlara göre değişiklikler yapabiliriz. İlk olarak Bölge ve İlimiz için önem arz eden ve kurulum aşamasındaki Eskipazar Organize Sanayi Bölgesinde Yeşil Mutabakat süreci için neler yapılabilir konusunda araştırmalarımız oldu. Müteşebbis heyetimizde yaptığımız görüşmeler neticesinde henüz altyapı çalışmaları devam ederken OSB’nin Yeşil OSB olarak dizayn edilmesine karar verildi. Çevreye duyarlı ve sürdürülebilir üretim için Yeşil OSB Sertifikasyon Sistemine geçilmesi gerekiyor. Bu süreçte yol haritasını hazırlamakta bize yardımcı olacak ve bu konuda deneyimli Bursa TSO MESYEB ile bir protokol imzaladık. Bu protokol tüm üyelerimizi kapsayacak şekilde düzenlendi. Protokol kapsamında firmaların Enerji Etütleri yapılacak ve Yeşil Mutabakat süreciyle ilgili bilgilendirme toplantıları düzenlenecek. Süreç içerisinde BAKKA, KOSGEB, AB projeleri takip edilerek ilgili kurumlar ve firmalar davet edilerek üyelerimize yönelik bilgilendirme toplantıları düzenlenecek.

Bizim hedefimiz bu alanda eğitimlerle farkındalığı yükseltmek, IPA başta olmak üzere AB ve diğer fonlarla sanayicimize yeşil enerjiyle üretim alanında projelerle destek sağlamak ve Karabük’te yenilenebilir enerji, geri dönüşüm, yeşil üretim konularında faaliyete geçecek yeterli şirketin kurulmasına zemin hazırlamak. Ondan sonra hem komite kurmak hem de belki bu alanda bir departman oluşturmak imkânı olacaktır.

 

Röportaj: Yıldız UZUNLAR