Çağrı Merkezi
+90 370 424 16 30
+90 370 412 29 01
E-Posta
tso@karabuktso.org.tr

Arabuluculuk

08 Kasım 2022 - 11:03 Paylaş

1-Arabuluculuk Nedir?

Arabuluculuk, uyuşmazlık içerisinde olan tarafların, arabulucu yardımı ile eşit şartlarda müzakere ettikleri ve sorunlarını birlikte çözmeye çalıştıkları bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Taraflar, sorunlarını, ihtiyaçlarını, pozisyonlarını ve duygularını güvenli bir ortamda saygı çerçevesinde tartışma fırsatına sahiptir. Arabuluculuk, “yardımlı bir müzakere süreci” olarak da düşünülebilir. Uyuşmazlık içerisinde olan taraflar, Arabuluculuk sürecini “gönüllü” (ihtiyari) olarak seçebilirler. Ayrıca, kanunen bazı davaların arabuluculuk sürecine gitmesi dava şartı olarak zorunlu kılınmıştır. Dava şartı ve ihtiyari arabuluculuk sürecinde arabulucunun karar verme yetkisi yoktur. Arabulucunun en önemli görevlerinden birisi; eşit şartlarda tarafların karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm üretmelerine yardımcı olmaktır.

2-Arabulucu olmanın şartları:

  1. Türk vatandaşı olmak
  2. Mesleğinde en az beş yıllık kıdeme sahip hukuk fakültesi mezunu olmak,
  3. Tam ehliyetli olmak,
  4. Kasten işlenmiş bir suçtan mahkûm olmamak,
  5. Arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve Bakanlıkça yapılan yazılı ve uygulamalı sınavda başarılı olmak.

Taraflar, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler.

3-Kimler başvurabilir:

 Tüzel veya gerçek kişiler aşağıdaki konularda Arabulucuya başvurabilir.

  1. Aile Uyuşmazlıkları
  2. İş (Hukuku) Uyuşmazlıkları
  3. Kamusal uyuşmazlıklar
  4. Ticari Uyuşmazlıklar

4-Dava Şartı (Zorunlu) Arabuluculuk

Kanunen belirlenen bazı uyuşmazlıklarda, zorunlu olarak arabulucuya gidip sorunun çözümü için çaba harcamak gerekmektedir. Dava şartı arabuluculukta, çözüm şartı yoktur ve ilk arabuluculuk toplantısından sonra mahkeme yolu her taraf için her zaman açıktır. Kanunen belirlenen iki konuda dava şartı arabuluculuk vardır.

1- Ticari Davalarda Dava Şartı Arabuluculuk: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/a maddesine göre, TTK’nın 4. maddesinde belirtilen tüm ticari davalar ile diğer özel kanunlarda yer alan ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Yani, arabulucuya başvurulup çözüm aranmadan bu tür davalar doğrudan asliye ticaret mahkemesine açılamaz.

2- İş Hukukunda Zorunlu Arabuluculuk: 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. Maddesine göre İş Hukukunda işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklar 01.01.2018 tarihinden itibaren dava şartı arabuluculuk ile çözülmeye çalışılmaktadır. Dava şartı kapsamında olan işçi ve işveren uyuşmazlıkları şu şekilde sıralanabilir:

– İşe İade

– Kıdem Tazminatı

– İhbar Tazminatı

– Fazla Çalışma

– Yıllık Ücretli İzin Maaş (işçilik aylık ücreti veya yevmiye ücreti), genel tatil ücretleri, milli ve dini bayram tatil ücretleri)

– İşçi ile İşverenin Birbirine Hakaret Etmesi

3- Tüketici Davalarında Dava Şartı Arabuluculuk: 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna 73/A maddesi olarak eklenen hüküm ile tüketici mahkemelerine açılacak olan tüketici uyuşmazlıklarına ilişkin davalarda arabuluculuğu dava şartı haline getirilmiştir.

4-Arabuluculuk Sürecinin Temel Nitelikleri

Gönüllü – Arabuluculuk sürecinde tamamen gönüllülük esastır. İhtiyari ve dava şartı arabuluculuk süreçlerinde, taraflar istedikleri zaman herhangi bir nedenle veya hiçbir sebep belirtmeden süreçten ayrılabilir.

Gizli – Arabuluculuk, ihtiyari ve dava şartı olarak, taraflar aksini kararlaştırmadığı sürece kesinlikle gizlidir. Arabuluculuk müzakerelerinde paylaşılan bilgi ve belgeler herhangi bir mahkemede veya diğer tartışmalı yargılamalarda delil olarak kullanılamaz. Arabulucu ve taraflar arabuluculuk gizliliğinin kapsamını ve bu gizlilik istisnalarını tanımlamakla yükümlüdür.

Tarafsız, Dengeli ve Güvenli – Arabulucunun taraflara ve sürece karşı eşit ve dengeli bir sorumluluğu vardır ve herhangi bir tarafın çıkarları lehine çalışamaz ve/veya belirli bir sonucu destekleyemez. Arabulucunun rolü, tarafların anlaşmalara zorlama değil, gönüllü, bilgili ve etkin bir şekilde ulaşmalarını sağlamaktır.

Bilgilendirici – Arabuluculuk süreci taraflara istedikleri zaman yasal ve diğer uzman bilgi ve önerilerini almak için olanak sağlar. Bireysel veya karşılıklı olarak kabul edilebilir uzmanlar sürece istenildiği zaman dâhil edilip bilgi alış-verişi yapılabilir.

Karar Veren Taraflar – Arabuluculukta uzman tavsiyesi asla belirleyici değildir. Taraflar her zaman karar verme gücünü korurlar. Arabulucular, tarafları hukukçu edinmeye teşvik eder ve arabuluculuk sözleşmesini imzalamadan önce hukukçu danışmanları ile istişare yapmalarını tavsiye eder. Yasal tavsiye alınıp alınmayacağı, nihayetinde, tarafların hür iradesine bağlı bir kararıdır.

Kendinden Sorumlu ve Tatmin Edici – Gönüllü olarak müzakere edilmesi ve çözülmesi gereken konulara aktif olarak katılmaya bağlı şekilde, tarafların memnuniyeti ve uyum olasılığının arabuluculuk yoluyla mahkeme seçeneklerine göre daha yüksek olduğu bilinmektedir.

İş Birlikçi – Arabulucu hiçbir katılımcıya hiçbir şey dayatamayacağından ve arabuluculuk gönüllü bir süreç olduğundan, taraflar sorunları çözmek ve en iyi anlaşmalara ulaşmak için arabuluculuğun doğası gereği birlikte çalışmaya motive olurlar.

Kontrollü – Her bir taraf, arabuluculuk sözleşmesinin her bir hükmü üzerinde tam bir karar verme gücüne ve vetoya sahiptir. Bu yüzden arabuluculuk sürecinin her adımı tarafların kontrolünde ilerler.

5- İhtiyari (Gönüllü) Arabuluculuk

İhtiyari (gönüllü) arabuluculukta, taraflar, arabuluculuk sürecini tercih etmelerinin zorunluluğu olmadığı halde uyuşmazlığın çözümü için mahkemeye başvurmadan önce veya mahkeme sürecinde arabulucuya ya da uyuşmazlık çözüm merkezine başvuru yapabilirler. Uyuşmazlık içerisinde olan taraflar üzerinde tasarruf edebilecekleri her türlü özel hukuk uyuşmazlığı ile ilgili ihtiyari (gönüllü) arabuluculuk sürecini tercih edebilir.

6-Arabuluculuğa Başvurulması Tavsiye Edilen Hâller

Arabuluculuk, elverişli her uyuşmazlık için kullanılabilecek bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Ancak arabuluculuğa elverişli uyuşmazlıklar içinde bazılarında arabuluculuğa başvurmak ve olumlu sonuç almak diğerlerine göre daha kolay olabilir. Bu hâller şunlardır:

  • Taraflar arasındaki görünen uyuşmazlığın ötesinde daha büyük çatışma, menfaat veya sorunlar varsa,
  • Taraflar arasında korunmaya değer uzun süreli bir (ticari, ailevi nitelikte, komşuluk hukuku ile ilgili, kişisel veya uzun süreli sözleşme şeklinde bir) ilişki varsa,
  • Uyuşmazlığın görünen tarafları dışında başkaca tarafları da varsa,
  • Taraflar arasında birden çok uyuşmazlık varsa,
  • Taraflar uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözülmesini istiyorlarsa,
  • Taraflar yargılamanın uzun sürmesi sebebi ile daha hızlı çözüm elde etmek istiyor ise,
  • Uyuşmazlığın yargısal yolla çözümü uyuşmazlığın değerine göre çok masraflı olacaksa,
  • Uyuşmazlık konusunun yargısal yolla çözümü fazla karmaşık ise,
  • Uyuşmazlığın yargı kararıyla çözümü hâlinde kararın icrası zor olacak veya mümkün olmayacak ise,
  • Tarafların uyuşmazlığın dostane çözümünde karşılıklı çıkarları varsa,
  • Taraflar, uyuşmazlık konusunda gizliliğin korunmasını istiyor ise veya
  • Taraflar arasında uzun süreli kalıcı bir çözüm isteniyor ise.

7-Arabuluculukta Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar

Arabuluculuk sürecinde ortaya çıkabilecek ve dikkat edilmesi gereken bazı hususlar da vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Arabuluculuğa başvurmak için her iki tarafın da rızası aranmaktadır. Arabuluculuk sürecinde taraflardan biri veya her ikisi de işbirliği yapmaktan kaçınabilir. Bu durumda arabulucu, yöntemi uygulamaya devam için çaba gösterir; sürecin olumsuz bitmesi durumunda bunun taraflara yansımasının nasıl olacağı hususunun taraflarca anlaşılmasına yardımcı olur. Ancak taraf yaklaşımı değişmez ise süreci sonlandırmak gerekir. Arabuluculuğun dava şartı olduğu hallerde ise dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunludur. Bu konuda taraf iradesine bakılmaz.
  • Taraflardan biri veya tüm taraflar taviz vermekten veya sulh olmaktan kaçınabilir. Bu yolla süreci sabote edebilirler.
  • Arabuluculuk sürecinin anlaşma ile bitmesi için tarafların bu konuda rızasına ihtiyaç vardır. Bir tarafın rızasının olmaması anlaşmanın yapılamaması anlamına gelir. Bu durumda dava şartı olan arabuluculukta taraflardan biri, süreçteki ilk toplantıya mazeretsiz olarak katılmaz ise, davada haklı çıksa bile yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulur.
  • Deneyimsiz bir arabulucunun arabuluculuk yapması veya sürece deneyimsiz avukatların katılması sürecin olumlu olarak bitmesini engelleyebilir. Böyle bir durum, tarafların arabuluculuk yoluna olan güveni de sarsabilir.
  • Benzer şekilde, arabulucu hizmet sağlayıcılarının kalitesini kontrol standardı olmadığı için iyi hizmet sağlayıcılarının tespit edilip seçilmesinde zorluklar olabilir.
  • Tarafların benzer uyuşmazlıklar için emsal teşkil eden bir karar istediği durumlarda arabuluculuk yoluna başvurmak uygun olmayabilir. Zira arabuluculukta varılan anlaşma aynı tip uyuşmazlıklar için emsal teşkil etmeyecektir.

 

 

Sohbet Başlat
1
Merhaba, yardımcı olabilir miyiz?